
bünyeme gıda alaym vitaminimden, mineralimden geri kalmayayım diye markete bira almaya gittim (metalcilikle alakası yok bira almamın) ve dünyanın en yorucu olaylarına aynı anda maruz kaldım. bi takım şeylere sevinip çılgınca alkışlayan çocuk ve senin dinin sana benim dinim bana tartışması ve bunlar aynı anda oldu. emekli öğretmen tipli adamın zaten markette karşıma çıkması bi talihsizlikti bir de heyecanlı torunuyla beraber olması çok üzdü çok yıprattı beni. emekli öğretmen tipli adamın (kopipeyst o kadar faydalı ki o kadar olur. şimdi ben buraya tekrar tekrar emekli öğretmen tipli adam yazacaktım cana can katan kopipeyst olmasa ) bana gülümseyerek ''ben kimsenin içmesine karışmam sonuçta senin dinin sana benim dinim bana di mi?'' demesi kafamı hafifçe sallayıp ihim diye onaylayarak küçülmem çok çirkin şeyler tabi ama en fenası kasanın çtınk sesine çok sevinen (nedense?!) denyo çocuğun coşkusal çığlıklar atıp alkışlamasıydı. bi de çocuk alkışı çok acaip bişey. bi el sabit tutulup diğer el (hatta kol) yukarı aşağı hızla sallanır. iki el birbirine temas ederse daha da coşulur. öyle de denyoca bişey yani. ama işte denyo da olsa çocuğa bakarken gülümsemek şart. öyle tipini skym der gibi bakılmıyor. evet bu da 21. yüzyılda ülkemizin bir ayıbı. bi süre ben de heyecanlı çocuğa ''ah seni afacan'' der gibi baktım sonra yorgun adımlarla işime gücüm gittim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder