24 Ağustos 2011 Çarşamba

sanat






gecenin ilerleyen saatlerinde mega acıkmıştık. zira dev alkollüydük. en olmayacak saatte çok acıkan her adam gibi yattığı çekyattan ilk olarak ''ben çok acıktım lan'' dan başlayan süreç ''evde bişiy var mı ki?'' evresinde çekyattan kalkma ile bir sonuca doğru ilk adım atılıyordu.


ilk adımdan sonra olaylar bir şekilde gelişti ve gıdaya ulaşma süreci çok kötü kızartılmış sosis ile mutlu sona ulaştı. ''sehpaya yağ damlamasın'' diye konan IKEA kataloğu bu görevinde ne kadar tecrübeli olduğunu sararmış yağlanmış sayfalarından belli ediyordu.

zaten bi adamın evinde IKEA kataloğu başka ne işe yarar tabi ki üstüne bişeyler dökülecek. yeri gelecek tava altına konacak. olacak yani bunlar. IKEA da tasarımcı Eyjölfur Sverisson ''dur şu davul fırını da kaldırayım ki 24 metre kare oda 22 metre kareye düşsün daha da bi modern olsun'' diye düşünürken bizim adamların kataloğu üzerine çeşitli gıdalar dökmemiz normal bence. kimsenin gocunmasına gerek yok. sırf biz bunu yaptık diye bunalıma girip kilise mi yakacak isveçli? yakarsa da çok da skimde deil. dinlemeyeydi o kadar şeytanlı bilek metalleri. kilise yakmaya bahane arıyor resmen pezevenk.



ortamda IKEA olunca sebebsiz bi modernlik çöktü üzerimize. o anda Marmara Gold içiyor olduğumuz gerçeği çok çabuk unutuldu. modernlik modernliği açtı ve sonunda eleman ''çok acaip bi site var foto yüklüyorsun direk Andy Warhol işi gibi çıkıyor'' dedi. nedense çok büyük coşkuyla karşıladık. sinsi gibi hemen yükledik fotoları verdik pastel renkleri üzerine. işte o link: http://warholize.me/






yukarıdaki dayı gugıla ''tarım kredi kooperatifi'' yazınca görsellerde ilk çıkanlardan. yani kaba bi hesapla bir insanın emmilik olarak ulaşabileceği en üst seviye gibi bişiy. daha da emmi olunamaz gibi. ya da olunur ama şimdi olunamaz diycem uzatmıycam şöyle yapsa daha emmi olur böyle yapsa daha emmi olur diye. yoksa ben de biliyorum emmilikte son level Gezelim Görelim programında köy kahvesinde TRT ekibini ağırlamak. ama neyse....








aynı dayıya şimdi bakalım bir de. değişim inanılmaz. sanki o gerçekte tarım kredi kooperatifi ile zerre ilgisi olmayan bir insan. ilk fotoda sadece o role bürünmüş. yılların tiyatrocusu bu kez de emmi rolüyle karşımızdaymış gibi. muhteşem bir oyunculuk. adeta ''eve gideyim de içinde bol bol sahne tozu yutmak geçen cümleler kurup tiyatroyu çok öveyim'' der gibi.



fotoya renk çakıp Andy Warhol quote eklemenin ne kadar büyük değişiklikler getirebileceğini bir diğer örnekle açıklayalım. bu kez bir emmi yerine daha kişisel, çevremden bir örnek kullanacağım. evime gelip ''vay sen benim fotomu nasıl kullanırsın it'' diyip beni dövmeyecek birini tercih edeceğim.








mesela yukarıdaki fotoda Gürkan Sevinç'i normal haliyle görüyoruz. esnaf olsanız dükkana sokar mısınız? ben sokmam misal. haa arkadaşım falan ama dükkanın bereketini kaçırır diye düşünüp dükkana sokmam. (tekel bayiim varsa ayrı. o zaman sokarım. güzel müşteri sonuçta)


fakat veriyoruz rengi, veriyoruz Warhol quote skini aha aşağıdaki gibi oluyor:







bakın şimdi olaylar ne kadar da değişti değil mi? normal haliyle dükkanımıza sokmadığımız adamı bu şekildeyken büyütüp poster yapıp duvarımıza asarız. ''offf inanamıyorum yhaaa çok güzelmiş. kim bu?'' diyen onlarca melisimize, çağlamıza da marjinalperformans sanatçısı Gürkan Sevinç deriz. haa her sabah uyanıp gürkan görmek de çok fena ama ekmek uğruna yapılamnayacak şey değil.



son olarak en üste de post ile en ufak bir alakası olmasa da Brigitta Bulgari fotosu koyayım ki görsellik katsın. sonuçta blogun takipçileri paso adam kimse itiraz etmez.




2 yorum:

  1. " sonuçta blogun takipçileri paso adam kimse itiraz etmez."

    ÖHHÖ.

    YanıtlaSil
  2. pardon bagsi ÇOK ACAİP FİLM ZEVKİN OLDUĞU İÇİN bi aniçin unutmuşum. haa tabi ki bir mazeret olmamalıydı buy. özür dilerim

    YanıtlaSil