duygu seli

''kobra o deil de tava ciğerini Edirnede Cigerci Aydında yiycen orda ciğer süper, mega adeta'' dedim zira gıda öven adam olma durumum içerken iyice şahlanıyordu ve evde bi takım adamlar ile içiyordum. çevremdekiler de en az benim kadar tırt adamlar olduğu için ''karstan bi kaşar getirdiler piuuuuv yok böyle kaşar'' diye gıda övme çılgınlığı yayıldı. hepimiz sırayla edirneden karsa çeşitli illerimizden bi takım gıdaları övdük. acaba aynı anda 3 ingiliz adam da içerken ''sunderland'ın bir peyniri var çılgın. kraliçe her çarşamba sunderland pazarına peynir almaya geliyomuş'' diye gıda övüyor muydu diye düşündüm ama pek ihtimal vermedim. ntvsporda barcelona maçı izliyorduk devre arası e2 de Tudors reklamı vardı. o çağda yaşasam aklımı çıldırırdım, bütün kadınlar nefis göğüslüymüş lan ne korse giyilmiş o donem diye fikirlerimi beyan ettim (fikir beyan etmek!) gıda övme muhabeti birden bu yönde değişti.





''yaa sana bişiy diyim mi ben bu ortamı hiç bi karıya değişmem hacı'' gibi ultra kolpa bi çıkış yapılana kadar da devam ettik. bahsedilen ''bu ortam'' alt eşofman giymiş 3 adamın ispanya ligi izleyip laptopta damar klasöründen Metin Şentürk ten Yanlızca Sitem dinlediği bi ortamdı. kapı çalsa gelen Megan Fox olsa ''gel benimle hadi seni çılgın'' dese ''kusura bakma megan ama gelemem senin yerin ayrı bi takım adamların yeri ayrı. şurda ağız tadıyla bi Metin Şentürk dinletmedin'' diyecek biri olması hiç inandırıcı deildi.

ben bunları düşünürken mutfaktan ''dedo bu votkalar ne ayak'' diye bi ses geldi. ''bulgardan onlar yea onlardan birini bi arkadaşa hediye edicem diğerini öldürürüz'' dedim. iki şişe de aynı olmasına rağmen uzun süre hangisini açacağımızı tartıştık. tartışma esnasında hayatımda duyduğum en saçma şeylerden biri olan ''son kullanma tarihi 2013 olanı içelim çünkü 2012 de dünya yok olcak zati'' fikri ortaya atıldı. artık o zamana kadar nasıl içtiysek mantıklı geldi. ''aslında çok şanslıyız 2002 yi görüğümüz için bundan sonra en yakın baştan ve sondan okunuşu aynı olan yıl 2112 var onu da skimi görürüz'' dendi o bile çok saçma gelmedi.

2012 de kıyamet kopacağı geyiğinde derinlere indikçe daha da saçmaladık. 2012 ye kadar bi kenara her gün 1 lira atsak yaklaşı 800 kaat gibi bi para yapar onunla da rus atılabilirdi. ''iki rus atmak lazım bence sonuçta kıyamet kopuyor bi daha üçlü yapamassın'' dendi o da mantıklı geldi. düşününce meteor falan yağarken coni dep olsan o karambolde tirisım yapamazsın. eldeki 800 TL nin, saatliği 100 dolardan (doları 1.5026 kabul edip) iki adet rus bayan çağırılsa kaç saat yapacağını hesapladık, 2.66205244 saat gibi bi sonuç çıktı. bu basit dört işlem işlerini cep telefonunun hesap makinesi şeysi ile yapmıştık. tamam da dolar iki sene sonra bu fiyatta olmaz bence en az bi yüzde 38 artar'' diye bi itiraz geldi. neden 38 diye kimse sormadı.

parmakları sosis bi insan olduğum için telefonun minik tuşlarında hesaplamak zor geliyordu gidip hesap makinemi aldım. zaten 8 senedir hesap makinasının LEBLEBİ yazmak dışında pek bi numarasını görmemiştim. hesap makinamın güneş enerjisi ile çalışıyor olması çok acaip bişeymiş gibi coşkuyla karşılandı. ''8 senedir pil almamışsındır lan süper'' diye daha da övüldü alet. ''3 senede bi pil değiştirsen pile de 1 lira desen 2.5 lira falan kardasın, hesap makinası sana bi bira söylemiş gibi bişiy abi'' denilince birden acaip bi sempati duydum hesap makineme. sanki tek başıma oturup çok canım sıkılırken gelip ''ne düşünüyosun olm böyle gel sana bi bira söyliyim'' demiş gibi oldu.

elemanlar gittikten sonra yatmak için odama gittim. hesap makinamı masaya bıraktım. 2012 de kıyamet koptuğunda meteor falan düşerse bu bebek burada hasar görebilir diye düşünüp çekmeceye koydum. daha bi huzurlu uyudum