4 Mart 2010 Perşembe

STV işi hayvan severlik





stv nin sabaha 5 gibi bi takım kötülükler yapan kişilerin başına fena şeyler gelmesi neticesinde ibret almaları (ya da duruma göre ölmeleri) konulu fantastik yapımları izlemeden uyuyamıyorum son on gündür. sanırım dönem dönem bazı konulara yoğunlaşılıyor. misal üç bölüm ardarda kul hakkı yemek konusunda ibret öyküleri oluyor sonra bi üç bölüm satanizmin, asiliğin zararları...

öncelikle neden böyle cnbc-e ustalara saygı kuşağı kafasıyla üçlemeden gidiliyor onu hiç bilmiyorum. belki mesaj daha bi süper olsun kafalara kazınsın diye olabilir.

neyse olablir yani böyle şeyler. üç bölümdür hayvan severlik mesajları veriliyor. kızının beslediği (bu arada kız gerçekten çok gıcık bi çocuk. böyle kediye dert yanıyor falan) kedi ve yavrularını evden kovan, ''hacer böyle yapmamalısın o da allahın yarattığı bir can sonuçta'' diyen dişlek kocasını ciddiye almayıp (dişlek insanların böyle bi ciddiye alınmama sorunu var evet) geçicen o işleri der gibi bi takım hareketler yapan ve sonunda iyice gaza gelerek kedi yavrularını çuvala koyup dereye atarak öldüren kadın vardı. ne oldu sonra? oğlu da o dereye düştü boğuldu. (bu arada oğlu da mal bi çocuk. dere kenarındaki ağaca tırmanıp aklınca komiklikler yaparken düştü) kadın oğluna ağlarken göz göze geldiği yavruları ölen kedinin bakışları altında flashbackler ile yaptığı kötülük ile yüzleşti. tüm bunlar olurken kedinin bakışları cidden manidar ama. ''aldın mı boruyu'' diyor adeta hayvan.

ertesi gün yayınlanan kurbanlık koyuna kötü davranan kadınlı bölüm de benzer. koyuna ''seni bu evde istemiyorum pis hayvan'' diyen (çünkü sıçıyordu sağa sola. yani koyun da öyle pek masum deil burda) kadını çevresi ''mübarek hayvan o hacer çok günaha giriorsun'' diye uyarsa da kadın koyuna karşı ağza alınmayacak (dikkat inceden bi erötizm var: ağza almak!) sözler söylemeye devam ediyordu. neticede tam olarak nasıl bilemiorum ama kocası yanıyor ve ölüyor. akabinde yine bi flashbackler ile yapılan kötülüklerin hatırlanması, yine bi ''başıma gelenleri hakettim ben'' bakışları...

üçlemenin son ayağında evinin çatısına yuva yapan kuşlara taş atıp yuvalarını yıkan adamın kafasına yıldırım düşüyordu. kendisini uyaran arkadaşı kuşların yuvası dağıtıldıktan sonraki gün onu ziyaret ettiğinde evin enkaz halini görüp komşulara ne olduğunu sorduğunda komşunun her gün yanındaki eve yıldırım düşüyormuş gibi sakin bi şekilde ''haaa o evde oturan adam mı? onun kafasına yıldırım düştü'' demesi ile flashbackler eşliğinde ibret alınıyor.

son olarak fotonun sahibi kedili bayana görsellik kattığı için teşekkür ederim. zira oraya STV logosu koymayı düşünüyodum. kimsenin hoşuna gitmezdi bu, sıkıntılı bi durum olurdu. o bakımdan iyi oldu böyle güzel oldu.

1 yorum:

  1. hak yolunu bulan kadının adının sürekli hacer olması?

    YanıtlaSil