25 Ekim 2010 Pazartesi

yağmurlarda hüzünlenirim bebek






taksilerde tam bir lord gibi arka koltuğa oturduğum, dolayısıyla şöförün kafasını izleyerek gittiğim için, araba koltuklarınıda kafalık kısmına (ki ne kadar saçma bişiy o da ya) konan reklamları hiç gereği yokken uzun uzun dikkatle okuyorum. yağmur yağarken başını cama dayayıp dışarı bakmak kadar duygusal bi hareket deil evet farkındayım ama elden bu kadarı geliyor. böyle bir bünyeyim, bir hugh grant tipi duyarlılık (modern + duygusal) yaşamak kısmet deilmiş


''tıkanan mutfak ve tesisat borularınızı kırmadan özel robot ile 10 dakikada açıyoruz'' reklamını kafadan bi 5 dakika inceledim. tıkanıklık giderici robot hatıralar geçidi yarattı bünyemde. bu robotun adını ilk kez ilkokulda duymuştum. 7-11 yaş arası çocuklarda ileri derece denyuoluk görülmesi normal olduğu için robot denince aklım çıkmıştı. zira kafadaki robot algısı aşağıdaki gibi bişiydi.



böyle bişiy gelip okulda tıkanan boruları açıcak gibi bi fikir vardı kafalarda. gelir, nebliym lazer falan atar sıkıntıyı giderir diye bekliyorduk. onun yerine bıyıklı iki adam ve yanlarında bir kutu ve borular gelmişti. adamlar kutuyu yere koydu, bi takım boruları bi yerlere soktu (dikkat burda inceden pornografik öğeler var gibi. amöa aslında yok. o kadar da ayı olmasın lan kimse ) ''tamadır. lavaboya olur olmadık şeyler atmayın lan bi daha'' diyip gittiler. şimdi düşününce ne acaip adamlarmış ya. bi insanın ilkokula gidip tıkanan lavabo ile ilgilenmesi falan sıkıcı şeylerdir anlıyorum. ama el kadar çocuklara niye gider yapmışlardı orası garip. neyse...

ben böyle tiri viri şeyler düşünürken telefonuma bi takım mesajlar geldiğini farkedip derin düşüncelerime bir son verdim. ki çok da yerinde bişiy olmuş. dışarıdan bakan biri için takside ardaka oturup şöförün ensesine çok dikkatli bakıp bişeyler düşünen adam çok çirkin bi görüntüdür.

ne yazık ki ülkemizde evini su basınca '' ev su içinde ama venedik gibi oldu eheh ne güzel di mi ?'' diye sevinebilecek insanlar var. çok üzücü. venedik ortamının nesi güzel zaten hiç anlamam. ''gel Venedik Büyükşehir Belediye başkanı ol'' deseler kibarca teşekkür eder ve reddederim. ısrar etseler ''çok teşekkür ederim ama rutubetli yerde yaşayamam ben abi'' falan derim. bi kere en baştan hiç olmayacak yere memleket kurmuşlar. oranın rutubeti, suyu sksen bitmez. keriz gibi gidip bi de belediyenin başına geçicem bütün gün uğraş dur sonra. olacak iş deil. venedikliye sorsan o da şirinevlerde yaşamayı seçer. metrobüs falan var. ibiş gibi kayıkla, gondolla nereye kadar.

ama günde en az iki kez vintage demesse ölür hastası genç bayanlarımız malesef bu tür yanılgılara kapılabiliyor. bu mesaja ne cevap yazacağımı bilemedim. sonunda ''cana geleceğine mala gelsin'' diye düz adam mesajı attım. biliyorum ki evrende o anda aynı mesajı atan belki de milyonlarca varlık vardı. uzaysal gibi mistik gibi bitiriyim istedim (artık olduğu kadar)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder