27 Şubat 2011 Pazar

hiç bir kızı etkilemeyecek filmler serisi no:10




şimdi ben bunu daha evvel yazacağıdım ama o gece yazmaya niyetlendiğim anda telefonum acı acı çaldı, cümleleri bol 'ş' li 'j' li kelimeler içermesinden ağır alkollü olduğu anlaşılabilen bir arkadaşım aradı. ''hacı içiyoruz gel çokşhane ortam var, yalvaran minyon kızıl bişiy var tam senin kalemin. she is your pencil ahahaehh'' dedi. bu kadar hıyarca bi espriden kıllanmam ortada tanımlara uyan bir bayan olmadığına uyanmam gerekirdi ama üreme içgüdüsü mantığı gölgeledi ve üşenmeden kalktım gittim. tabi ki biri kafasını masaya dayamış halde, alkollü 3 adam ile karşılaştım. ''yarın işe erken gitmem gerek yeeaa'' diye yazıp kaçtım. eve gittim ve yattım uyudum. (pırıl pırıl) ertesi gün de kaza haberlerinde ölü ve yaralının tahsil durumunu bildirmeyi görev edinmiş Gözcü gastasında üçüncü sayfada '' alkollü üniversite öğrencisinin kullandığı araçta üç kişi hayatını kaybetti'' haberini beklemeye başladım. öyle bir haber göremedim. onun yerine sivasspor deplasmanından üç puanla dönen trabzonspor haberini okudum. neyse konuyu dağıtmayım kültür sanat işlerine geçeyim.



film 50li altmışlı yıllar gibi ortamda geçmekte. ya da geçmemekte ama kasabanın tamamı vintıcın müptelası. ( çok şükür bugün de vintage dedim. ) bu ortamda uzaydan gelen bi takım ışınlar yüzünden insanlar ölünce öldüğü ile kalmamakta ve hayatlarına zombi olarak devam etmektedir. şimdi ben kafamda böyle bi film fikri ile bi yapımcıya gitsem desem ki ''böyle böyle bi takım ışınlar var ölüleri diriltiyor'' zerre ciddiye alınmam. ama ''abi ışınlar uzaydan geliyor'' dediğimde fikir daha bi makul gelir. çünkü uzay olmazı olur kılan bambaşka bişey. oradan herşey gelebilir.

neyse işte bu zombiler bi tasma vasıtasıyla kontrol edilebilmekte, tasmalı olanlar insan yemeye niyetlenmemektedir. insanlar da bunları evcil hayvan, hizmetçi falan olarak evlerine almaktadır. hatta çok afedersiniz evine zombi alıp sken bile vardır. ölüsken adam rolünü oynayan elemana da bişey diyemiyorum sonuçta oyuncu ekmek parasını buradan kazanıyor. marangoz ol deseler marangoz olacak ama ''sen ölüsken bi kişi olacaksın'' demişler. olabilir sonuçta sinema başka bişiy.

filmdeki sevimsiz cocuğun babası tam bir medeni olduğu için da hiç ''eve skli falan bi adam alıyorum lan ne yapıyorum ben?'' diye düşünmeden bi zombiyi eve alır evcil hayvan gibisinden. zombiye de Fido adını koyarlar. (ki yarak gibi isim koymuşlar bence, ama çocuğun koyacağı isim bu de kadar...) Fido da ölü olmasına rağmen çocuğun annesini keser inceden. anne de Fidoya boş deildir. o da medeni ama duygusuz babadan göremediği ilgiyi Fido da aramaktadır. (gerçekten de çok garip bi cümle oldu. sanırım hayatımın fgeri kalanında böyle bir cümle bir daha kurmayacağım)









filmin ilerleyen dakikalarında olaylar gelişir, biri komşulardan birini yer. ''vay efendim eve zombi alınır mı'' diye bi gaza gelir kasaba, Fido da dahil zombileri toplarlar, cocuk çok üzülür (mal çünkü çocuk), ölüsken eleman daha da çok üzülür (o bi yerde haklı, terbiyesiz ama haklı kendince)... sonra türlü olaylar gelişir, insanlar zombileri toplandıkları yerden çıkarır o ara bişey olur çocuğun babası ölür ve zombilik kariyerine adım atar, Fido da annesi ile mutlu mesud yaşar.

film güzel bayaa. hatta şahane film. sadece çocuk çok itici pis bi çocuk. Şahin Sucukları reklamı çocukları gibi ama o kadar da sopalık deil. gider ayak bu vini dı puu şeysini de koymasaydım ölürdüm. çokşhane lan di mi?

3 yorum:

  1. AAhahahaa ben bu filmi izledim, beğendim. Yanlış olmuş. Burdaki kadın belki Trinity olabilir ama olmayabilir de.

    YanıtlaSil
  2. film zevkiniz çok şahane sodomy <3 kalb

    YanıtlaSil
  3. aaa eeet trinitiymiş o kadın. ne alakasız filmlerde oynuyo lan ayrıca
    merhaba minyon al benden de kalp <3

    YanıtlaSil