hiç bir kızı etkilemeyecek filmler serisi no: 19

İlk filmde karısı bir gökdelende bi takım alman teroristler tarafından rehin alınan ve bunun üzerine filmin kötü adamınını gökdelenden aşağı atan (ki filmde gökdelen var daha en baştan böyle bişey kaçınılmazdı) John McClane, ikinci filmde yine şans eseri bulunduğu hava alanında bi takım adamları bu sefer uçağı patlatarak (bu da çok makul, neticede havaalanı )öldürüyordu.

görüldüğü gibi ilk iki filmde burus olaylara tamamen bahtsızlıktan dahil oluyor. geçerken uğuyor. adeta scooby doo ve yanındaki hipilerin geçerken uğradıkları kasabadaki gizemli olayı çözmesi ve hayaletin aslında emlakçı (ya ne olacağıdı) çıkması gibi bi durum.   üçüncü filmde burusun olay yerine şans eseri gelmesi olayı yok. böylece seri iyice scooby doo kıvamına gelmekten kurtulmuş.

burada filmin kötü adamı Simon (jeremy irons kişisi) ilk filmde gökdelenden aşağı uçan kötü adamın kardeşi olması nedeniyle burusa kin güdüyor. olmadık işlere sokuyor burusu. yok okula bomba koydum zenci mahallesine gidip ana bacı yapacaksın... falan gibi istekler. burus mahallenin elektrikçisi samuel ceksın ile bu esnada tanışır. başlarda samuel zenci alınganlıkları falan yapar. birbirlerine bek ısınamazlar ama sonra çok süper kanka olurlar ve filmin sonuna kadar beraber ekşından ekşına koşarlar. şimdi burada çok orjinal bişiymiş gibi ''yeeaa abi samuel ceksın da her filmde oynuyo yeaaa ehehe mehehe'' muhabetine girmeyeceğim. olabilir. çocuk okutuyor, ev geçindiriyor samuel koloay deil o işler.

film 90lar yapımı olduğu ve araplar o dönem sektörde yeni olduğu için terorist kadrosu doğu avrupalı kötü adamlardan oluşuyor. bir diğer 90lar ekşın filmi kadrolu elemanı olan çok az konuşan, sert bakan soğuk seksi zalım kadın burada da var tabi ki. yeri geliyor bankadaki güvenlik görevlisinin boğazını kesiyor yeri geliyor jeremy irons ile seksleşiyor...

arabalı kovalamaç sahnesi olsun, patlamalar olsun, 2 saniye kalan kesilen kırmızı kablo olsun her türlü 90lar ekşın filmi özelliği var. burus vils de önceki iki filmde olduğu gibi kan lekeli atletini çıkarmayarak istikarını koruyor. yine başı devamlı ağrıyor, gergin anlarda böyle tam gülümsemez gibi ama gülümser gibi bi mimike burus vils gülüşü yapıyor. çok da bi olay yok yani filmde. haa bir de jeremy irons yancıları ile banka soymaya giderken arkada Johnny I Hardly Knew Ye çalıyor. o da şık. o kadar işte. starda falan veriyorlardı bi ara paso.