As I Sat Sadly By Her Side

caddeye tabureler atmış, müşterisine ''al tost, otur ye'' diyen tostçuda tek başıma tostumu yiyordum. ama çok kuul bi şekilde yiyordum tostu. hem kuuğl hem de hüzünlü gibi. böyle sılov moşın yiyormuşum ve arkada Nick Cave - As I Sat Sadly By Her Side çalıyormuş gibi. (çok şükür blogda sonunda Nick Cave diyebildim. ekmek konusunda bi hayrı da olur umarım)


ayranı tostçuda çalışan çok ciddi bakışlı çocuk getirdi. hemen hemen her ciddi bakışlı çocuk gibi kulak arkasında sigara vardı. yandan bir kız tam bir emekli öğretmen gibi ''bu yaşında sigara mı içiyorsun sen'' diye sordu. (ki o kız da banko geleceğin İzmir Cehepe ikinci bölge adayı... öyle bi tipti o kız) çocuk inanılmaz bir şekilde daha da ciddileşti ve ''hayatta tek zevk aldığım şey bu sigara'' dedi.

ben ten tişörtlü 11-12 yaşlarında bir insanda nasıl bir hayattan bıkmışlıktır lan bu? ciddi bakışlı çocuk nasıl bu hale gelmişti? o tostçuda hiç bir insanın görmemesi gereken şeylere mi tanık olmuştu?

tostumu yedim. kesmedi ikincisini söyledim. yine ciddi bakışlı getirdi. arkasını döndü ve hapşırdı. çok yaşa dedim. ''bırak abi ben yaşayacağım kadar yaşadım istemez başkası yaşasın'' dedi tam oldu.









bloga ciddi bakışlı çocuk fotosu koymak için gugıla ''çok ciddi bakan çocuk'' yazdığımda da yukarıdaki eleman ve (ne alakaysa) müjde ar fotoları çıktı. gençlik fotoları olsa (milsa ayı kız zamanı) müjde ar fotosu koyardım ama alayı yaşlı fotolarıydı elemanı koydum. girişe de bi nick keyv fotosu atıp nikden ekmek getirmesini bekleyecektim ama olmadı, düz adam yanım üreme içgüdüme üstün geldi ve gelmiş geçmiş en baba kötü adam Clarence Boddicker fotosu koymaya karar verdim. çünkü robocop dünyanın en kılas filmi